Litvinov Sözleşmesi (1929), Birinci Dünya Savaşı sonrasında uluslararası barışı koruma amacıyla imzalanan çok taraflı bir anlaşmadır. Adını, Sovyetler Birliği Dışişleri Komiseri Maksim Litvinov‘dan alır. Bu sözleşme, savaşı bir politika aracı olarak reddeden ilkeler üzerine kuruludur ve Briand-Kellogg Paktı (1928)‘nın bir devamı niteliğindedir.
🔹 Temel Bilgiler
Başlık | Bilgi |
---|---|
📅 İmzalanma Tarihi | 9 Şubat 1929 |
📍 İmza Yeri | Moskova, Sovyetler Birliği |
📜 Tam Adı | Saldırganlığın Reddi Hakkında Protokol (genellikle Litvinov Protokolü olarak bilinir) |
🕊️ Amaç | Taraf devletlerin birbirlerine karşı saldırganlıkta bulunmayacaklarını taahhüt etmeleri |
🔹 Sözleşmenin Amacı
- Taraf ülkelerin birbirlerine savaş ilan etmeyeceklerini ve anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmeyi kabul etmeleri.
- Briand-Kellogg Paktı’nın ilkelerini Doğu Avrupa’ya ve Baltıklar’a genişletmek.
- Özellikle Sovyetler Birliği’nin batı komşularıyla ilişkilerini güvence altına almak.
🔹 Taraf Devletler
İlk imzacılar:
- Sovyetler Birliği
- Polonya
- Romanya
- Estonya
- Letonya
- Litvanya
📝 Daha sonra diğer bazı ülkeler de katılmıştır.
📌 Türkiye, protokole 1933 yılında katılmıştır.
🔹 Türkiye’nin Katılımı (1933)
- Türkiye, barışçı dış politika anlayışı çerçevesinde 1933’te Litvinov Sözleşmesi’ne katılmıştır.
- Bu katılım, Türkiye’nin hem Sovyetler Birliği ile iyi ilişkilerini sürdürme arzusunu hem de uluslararası barışı destekleme iradesini yansıtır.
- Aynı yıl Türkiye, Milletler Cemiyeti’ne de üye olmuştur. Bu gelişmeler, Türkiye’nin uluslararası sisteme entegrasyonunu göstermektedir.
🔹 Sözleşmenin Önemi
Alan | Açıklama |
---|---|
Uluslararası Hukuk | Savaşın reddedilmesi ilkesini resmîleştiren önemli adımlardan biridir. |
Barış Politikası | Sovyetler Birliği’nin ve diğer ülkelerin savaş yerine diplomasiye yönelmesini sağlamayı amaçlamıştır. |
Türkiye Açısından | Barışçı dış politika, Sovyetler’le dostluk, uluslararası saygınlık ve hukuk devleti ilkelerine bağlılık göstergesidir. |
🔹 Değerlendirme
- Litvinov Sözleşmesi, teorik olarak barışı desteklese de 1930’ların sonunda yaşanan gelişmeler (örneğin Almanya’nın yayılmacı politikaları, 2. Dünya Savaşı’nın başlaması) nedeniyle etkinliğini kaybetmiştir.
- Yine de uluslararası ilişkiler tarihinde, savaşın bir dış politika aracı olarak reddedilmesine yönelik önemli belgelerden biridir.
İstersen bu sözleşmeyi Briand-Kellogg Paktı, Milletler Cemiyeti üyeliği ya da Türkiye-Sovyet ilişkileri çerçevesinde de karşılaştırmalı olarak inceleyebiliriz.