Musul Sorunu, I. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasıyla ortaya çıkan önemli bir uluslararası sınır ve petrol anlaşmazlığıdır. Bu sorun, özellikle Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşik Krallık (İngiltere) arasında yaşanmıştır ve 1920’li yıllarda Türk dış politikasının en önemli meselelerinden biri olmuştur.
📍 Musul Sorunu’nun Arka Planı
-
Musul’un Stratejik Önemi:
- Zengin petrol rezervlerine sahip bir bölgedir.
- Osmanlı döneminde Musul Vilayeti’ne bağlıydı.
- Bugünkü Irak sınırları içindedir.
-
Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918):
- Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında imzalandı.
- Antlaşma yürürlüğe girdikten sonra, İngilizler 3 Kasım 1918’de Musul’u işgal etti.
- Bu işgal, ateşkes hükümlerine aykırıydı.
-
Sevr Antlaşması (1920):
- Osmanlı Devleti’ne ağır koşullar dayatan bu antlaşma Musul’u Osmanlı’dan ayırıyordu.
- Ancak Türkiye bu antlaşmayı hiçbir zaman kabul etmedi.
🛑 Lozan Konferansı ve Musul
- Lozan Barış Antlaşması (1923) sırasında Musul Sorunu çözülemedi.
- Türkiye ile İngiltere arasında anlaşmazlık devam etti.
- Lozan’da bu mesele, Türkiye ile İngiltere arasında ikili görüşmelere bırakıldı.
⚖️ Sorunun Milletler Cemiyeti’ne Götürülmesi
- Görüşmelerden sonuç alınamayınca konu Milletler Cemiyeti’ne taşındı (1924).
- Türkiye, nüfusun büyük kısmının Türk ve Kürt olduğunu, dolayısıyla halkoylaması yapılması gerektiğini savundu.
- İngiltere ise Irak’ın toprak bütünlüğü bahanesiyle halkoylamasına karşı çıktı.
📜 Milletler Cemiyeti Kararı (1925)
- Milletler Cemiyeti, Musul’un Irak’a bırakılmasına karar verdi.
- Türkiye bu kararı kabul etmese de, uluslararası baskılar nedeniyle askeri bir müdahalede bulunmadı.
✅ Ankara Antlaşması (5 Haziran 1926)
- Türkiye ile İngiltere arasında imzalandı.
- Musul resmen Irak’a bırakıldı.
- Irak, İngiltere’nin mandası altındaydı.
- Türkiye, Irak petrollerinden 25 yıl boyunca %10 pay alması şartıyla bu antlaşmayı imzaladı.
🌍 Sonuç ve Önemi
- Türkiye, Musul üzerindeki hak iddiasından vazgeçti.
- İngiltere, Orta Doğu’daki konumunu güçlendirdi.
- Musul Sorunu, Türkiye’nin Lozan sonrası ilk büyük diplomatik yenilgisi sayılabilir.
- Aynı zamanda Türkiye’nin barışçı dış politika anlayışını da yansıtır.